Erdoğan: “Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun kontrolünden kaçırılan nükleer bombalar varsa bunların ortaya çıkarılması gerekir.” “Batı şımarık…
– Erdoğan: “Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun kontrolünden kaçırılan nükleer bombalar varsa bunların ortaya çıkarılması gerekir.”
“Batı’nın şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi, verdiği zararı tazmin etmekle yükümlüdür.”
“Garanti dahil gerekli çabayı göstermeye hazırız”
RİYAD – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İsrailli bakanlar tarafından varlığı kabul edilen nükleer silahlar konusu araştırılmalı, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun kontrolü dışında kaçırılan nükleer bombalar varsa bunlar mutlaka araştırılmalıdır.” açıklığa kavuşmuş.”
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’nin liderlik düzeyinde ortaklaşa düzenlediği 8. Olağanüstü İslam Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının ele alındığı zirvede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı. Konuşmasına Hadimul Haremeyn Şerifeyn, Suudi Arabistan Hükümdarı Salman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Salman’a teşekkür ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüşmemizin Filistinli kardeşlerimize ve tüm İslam alemine hayırlı olmasını diliyorum. Zirvemizde” Bugün İslam dünyası olarak Filistin halkıyla dayanışmamızı ifade ediyoruz.” “Bunu çok net bir şekilde ortaya koyduk. Alacağımız ve uygulamaya koyacağımız kararlarla bu dayanışma mesajını pekiştireceğiz” dedi.
“Tarihte benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız”
Gazze ve Ramallah’ta 7 Ekim’den bu yana yaşananları anlatmaya kelimelerin yetersiz kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hastaneler, ibadethaneler, okullar, mülteci kampları, ambulanslar bombalandı, sözde ‘güvenli’ bölgelere göç eden siviller katledildi” Tarihte benzeri görülmemiş bir barbarlıkla.” Hastane koridorlarında tertemiz bedenleri sıra sıra dizilmiş çocuklarla, sevmeye, koklamaya dayanamadıkları çocuklarına sarılırken ölen annelerle, dönüştürülmüş binalarda aile bireylerini elleriyle arayan babalarla karşı karşıyayız. Molozlar, kısacası doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarda kaybedilen canlar, 36 gündür devam eden vahşetin tanığıdır. “Birçoğumuzun gerçek bulmadığı 7 Ekim olayının intikamını Gazzeli bebeklerden, saf Filistinli çocuklardan ve kadınlardan alıyor” dedi.
“Filistin’de devam eden katliamlar karşısında Batılı ülkelerin sessiz kalması utanç vericidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatanını savunan Hamas direnişçileri ile işgalcileri aynı kefeye koymak mümkün değil. İsrail güçlerinin ve işgalci yerleşimcilerin saldırılarından Batı Şeria’daki kardeşlerimiz de olumsuz etkileniyor. Birleşmiş Milletler’e göre” Gazze ve Ramallah’ta öldürülen yaklaşık 12 bin Filistinlinin yüzde 73’ü.” ü kadınlar ve çocuklar. Bu cinnet halinin savunulacak, mazur görülebilecek hiçbir yanı yok. Her zaman insan hak ve özgürlüklerinden bahseden Batılı ülkelerin, Filistin’de devam eden katliamlar karşısında sessiz kalması utanç vericidir. Gazze’de 12 bine yakın insan öldü ve Gazze’nin neredeyse tamamı yerle bir oldu. “Fakat bu ülkeler İsrail’e ateşkes çağrısı bile yapmıyorlar, yapamazlar.”
“Bu sadece çaresizlik değil, aynı zamanda korkaklık ve vicdan eksikliğidir.”
Charlie Hebdo saldırısı sırasında devlet ve hükümet başkanları Paris’te yürüyüş yaparken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 binden fazla kişinin katledildiği Gazze için aynı isimlerin taşınmadığını belirterek, “Bu sadece çaresizlik değil, aynı zamanda çaresizliktir” dedi. aynı zamanda korkaklık ve vicdansızlıktır. Zulüm karşısında sessiz kalanlar da, zalimler kadar kan dökerler.” “Amerika ve Batılı ülkeler, savundukları sözde değerleri İsrail yönetiminin emellerine feda ettiler. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 121 ‘Evet’ oyu ile alınan karar, İsrail ve destekçilerinin ne kadar yalnız olduğunu gösterdi.”
Dünyanın her köşesinde İsrail’in katliamlarına karşı yükselen sesleri insanlık adına umut verici bulduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’i destekleyen yönetimlerin bu çığlığa kulak vermesini bekliyoruz. Bu sefer İslam dünyası diğer krizlerden farklı olarak büyük bir hamle yaptı. Daha birlik ve beraberlik duruşu.Bizler gibi, çatışmalarda da “Durumun durdurulması ve bölgeye insani yardım ulaştırılması için çaba gösteren diğer ülkeleri özellikle tebrik ediyorum” dedi.
“İnsani yardım kesintisiz ve her zaman sağlanmalıdır.”
Mısır iş birliğiyle Gazze’ye ulaştırılmak üzere 10 uçak dolusu insani yardım malzemesinin El Ariş Havalimanı’na sevk edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Toplam 666 ton insani yardım taşıyan sivil gemimiz dün yola çıktı, bugün de inşallah El-Ariş Limanı’na varacak. Başta kanser hastaları ve çocuklar olmak üzere yaralıların tedavisi konusunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 15 Kasım’da eşimin himayesinde, devlet ve hükümet başkanlarının eşlerinin katılımıyla İstanbul’da yapılacak toplantı için hazırlıklarımız ve bunun zalimce olduğunu düşünüyorum. Biz de söz konusu karara aynı şekilde yaklaşıyoruz. Ayrıca insani yardımın kesintisiz ve her zaman sağlanması gerekmektedir. Akaryakıtın başta hastaneler olmak üzere acil ihtiyaç duyulan yerlere ulaştırılması hayati önem taşıyor. Birleşmiş Milletler İnsani İşlerin Uyumlaştırılması Ofisi Sözcüsü, yardım TIR’larının teslim edilmediği Gazze’ye söyledi. Şehrin kuzeyini cehenneme benzetiyor. Tüm örgüt üyesi ülkeler Mısırlı kardeşlerimize gereken desteği vermeli ve Refah Sınır Kapısı’nın sürekli açık tutulmasını sağlamalıdır. Aynı zamanda İsrail’i savaş ve insanlık suçlarından sorumlu tutmak için de çaba göstermeliyiz. Bunlar Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından incelenmeli ve sorumlular hakkında gerekli işlemler başlatılmalıdır. “Aynı şekilde İsrailli bakanlar tarafından varlığı kabul edilen nükleer silahlar konusu da araştırılmalı, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun kontrolü dışında kaçırılan nükleer bombalar varsa mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.”
“Gazze’nin yeniden inşası için fon kurulması gerektiğine inanıyoruz.”
Sadece bölgenin değil, tüm insanlığın bekasını tehdit etme potansiyeli taşıyan böyle bir konunun göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir diğer kritik konu da tazminat meselesidir. İsrail, katlettiği, topraklarını işgal ettiği, yaktığı, yok ettiği, zulmettiği halkları her seferinde daha pervasız hale getiriyor.” Batı’nın şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi, verdiği zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Bu gerçekleşmediği sürece İslam dünyası olarak Filistinli kardeşlerimizi elbette yalnız ve çaresiz bırakamayız. Gazze’nin canlandırılması için İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde bir fon kurulması gerektiğine inanıyoruz. “dedi.
Türkiye olarak Gazze’nin inşası ve imarına her türlü desteği vermekten çekinmeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu krizi Filistin sorununun kalıcı çözümü için bir araca dönüştürmemiz önemlidir. Filistin sorunu görmezden gelindiği sürece bölgede normalleşme çabaları başarısızlıkla sonuçlanmaya mahkumdur. Sorunun kalıcı çözümünün yolu Kök nedenlerin ortadan kaldırılması, ancak 1967 sınırlarında Doğu Kudüs’ün başkenti olduğu egemen ve coğrafi birlik ile yapılabilir.” Filistin Devleti’nin kurulmasıyla mümkündür. Gündeme aldığımız Uluslararası Barış Konferansı’nın bunun için en uygun ortamı sağlayacağı kanaatindeyiz. Filistinli kardeşlerimizin güvenliğinin garanti altına alınması için yeni mekanizmalara ihtiyaç duyulduğu da görülüyor. Bu bağlamda tesis edilecek barışın korunması için garantörlük dahil gerekli çabayı göstermeye hazırız. “
“Kudüs ve tüm Filistin topraklarının eski günlerine dönmesi dileğimizdir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kalıcı barış, sadece Filistinlilerin değil, İsrail halkı da dahil olmak üzere tüm bölgenin huzur ve refahını sağlayacaktır. Harem-i Haram’ın kutsallığının ve tarihi statüsünün ihlal edilmesine karşı da uyanık olmalıyız. -İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Şerif, İsrail’in yaşananlardan yararlanarak Harem-i Şerif’e karşı oldubittiler yapması kuvvetle muhtemel. Türkiye dahil bölgedeki birçok ülkenin toprak bütünlüğü bunun en açık kanıtıdır. Her zaman söylediğim gibi Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Barış şehri olarak “Kudüs’ün ve tüm Filistin topraklarının kendi topraklarına dönmesi temennimizdir.” eski günler. Filistinli kardeşlerimizin farklılıklarını geride bırakıp birlik ve beraberlik içinde haklarını savunacaklarını umuyoruz” dedi.